17 Ağustos 2010

Çocukluk hallerim

Ayci, burada bahsedince ben de çocukluğumla ilgili aklıma gelen bir anıyı paylaşmak istedim.

Sene kaç inanın bilmiyorum, sanırım ilkokula daha yeni başladığım yıllar. Biz müstakil bir evde oturuyoruz, aile evi, halamların da dairesi var orada. Suna ve Gülçin diye de iki tane çocukluk arkadaşım. Her neyse, bunlarla biz birbirimizi oyunlara ‘… hanım papucu yarım çık dışarıya oynayalım’ diyerek çağırırdık. Niye bilmem, sesi duyan kendisini sokağa atardı. Terlikleri değiştirip merdivenlerden çıkmaya çalışır, ters giyerek işi daha zor bir aşamaya getirridik. Yaza doğru da dışarıya konulan odun sobasının içine saklanarak ya da merdivenlerin koruluklarına başımızı sokarak oynardık. Tamam tamam ben sokardım başımı o koruluklara, sonra da zor çıkarırdım koca kafamı.

Yazın olunca ikisi aileleri ile bir yerlere giderdi, ben de Almanya’daki kuzenimi, Nurdan’ı beklerdim. O Almanya’dan daha önce hiç adını duymadığım oyuncaklarını getirir, aklıma ticari fikirleri yerleştirirdi. Biz daha bebeklerimize düğün yapıp, düğün hediyesi olarak getirilen kraker ve çubukları yerken, o küçücük ilçede satış yapıp para kazanabileceğimizi söylemişti. Nitekim yaptık da, ne mi oldu? Battık:)

Bununla kalmadı bizim parlak fikirlerimizin hayata geçmesi. Onların evinde, yatakların konulduğu bir oda vardı. Açılmayan ve içeri girilmeyen bir oda. O odaya girdik ve ‘Neden biz de uçmayalım ki?’ sorusuna yanıt aramaya başladık. Elimize kazların ve tavukların kanatlarından yapılan ve bizim oralarda ‘telek’ denilen o şeyi alarak yatakların üstüne çıktık ve telekleri kanat gibi çırparak aşağı atlamaya başladık. Ben atlıyorum, arkamdan kuzenim atlıyor ama bir türlü uçamıyoruz. Bu denemelerimiz de hiç kullanılmayan odadan gelen sesleri duyan halam içeriye girinceye kadar sürdü. Gelip kapıyı açınca önce ne yaptığımızı anlamaya çalıştı. Benim ‘Hala biz uçmaya çalışıyoruz’ sözlerimi duyunca tarihe kazınacak o lafı etti. “Kızım hadi Nurdan neyse de (zayıf diye), sen bu halinle nereye uçuyorsun” dedi Valla ona o ara kızdım mı bilmiyorum, ama o anı halamlar her gelişinde anlatılır ve her söylediğinde de katıla katıla güleriz. Eh diğer kirli çamaşırlarımızı da dökmeden edemez tabi:)

4 yorum:

ayci dedi ki...

o ne bicim hala iyle cocuk piskolojisine bozan :O :D :D :D

ayrıca ya camdan atlasaydınız?
neyse ki akıllı cocuklarmıssınız :)

salim efendi dedi ki...

link verme ; ilk önce link vereceğin cümleyi yaz, mesela "burada" sonra bu kelimeyi seçip, üstte dünya şeklinde bir simge var, o link vermedir. ona tıkla, oraya vermek istediğin linki yapıştır.

dersaadet dedi ki...

Ayci öyle söyleme, halamı çok severim ben:)) Psikolojim niyeyse bozulmadı, herhalde takmadım kafama:) Mesela bir başka halam da ben çok reçelli ekmek yediğim için 'Gamze tatlı yeme biraz da tuzlu ye' demişti. ben de çocuk aklımla reçelin üstüne tuz döküp 'Bak hala artık tuzlu yiyiyorum' demiştim:)))

dersaadet dedi ki...

Bu arada Öteki Çocuk teşekkür ederim:)