18 Ocak 2013

Gidenlerin anısına...




...

“Ölüm,

Kazma kürek sesi

Bir de kuru toprak kokusu.

Arapça bir melodi,

Anaç bir ağıt

Ve sessizlik...”

Zamanında şahit olduğum bir ölüm sonrası yazmıştım bu cümleleri bloğuma. Dün Mahmet Ali Birand’ın ölüm haberini aldığımda da zihnimde yine canlandı paylaşmak istedim...

Zira, insanın tanımadığı birisinin ölümüne üzülmesi nedir bilirim. 19 Ocak’ta hain bir saldırıda hayatını kaybeden Hrant Dink için içim yanmıştı nitekim. Sokağa dökülen yüzlerce insanla birlikte ben de bağırmıştım, ‘Bir gün hepimniz hain bir saldırı sonucu hayatımızı kaybedebiliriz’ anlamına gelen o cümleyi.

Artık saymıyorum, bilmiyorum da kaçıncı yıl olduğunu. Söyleyecek çok sözüm de yok açıkcası. Sadece Hrant’ı tanımak istemeyenler için bir öneride bulunabilirim. Lütfen gidin bir kitapçıya ve Tuba Çandar’ın kaleme aldığı Hrant adlı kitabı edinin ve okuyun. Ondan sonra karar verin sevip sevmeyeceğinize...

Not: Dün Birand'ın ölüm haberini aldıktan sonra şöyle yazmıştım twitter adresime 'Birand hayatını kaybetmiş. Sunumunu eleştirdiğim birisiyidi ama ölümüne çok üzüldüm..' Gerçekten de öyle, dün Kanal D'yi izlerken oturup ağladım. İnsan inanamıyor işte. Ölüm var bu hayatta biliyorum ama ben hala inanamıyorum... Hrant'ın gidişine nasıl inanamadıysam bu ölüme de inanamadım. Hayattan kopuş şekilleri farklı ikisinin de evet ama nihayetinde ölüm. Bugün yazmayı beceremediğim günlerdeyim. Üzgünüm...

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Birkaç gündür "tanımadığın birisinin ölümüne üzülmek"in adı Gizem Çınar benim için. Şimdi de Mehmet Ali Birand! Allah rahmet eğlesin, söyleyecek fazla söz yok...

dersaadet dedi ki...

Öyle, yok gerçekten...