Hafta sonu biraz sıkıntılı geçti. Hem baş ağrısı hem de
kaslarımın ağrısı beni resmen delirtti. An itibariyle pek sağlıklı olmasam da,
battaniye altında yatmaktan sıkılan bünyem ‘Hadi kalk fotoğraf çek ve bloğa
ekle’ demek sureti ile beni bilgisayar başına itti. Şu an buradayım...
Bir süredir bu ay sonunda doğum yapacak olan arkadaşımın
fotoğraf çekimi için hazırlık yapıyorum. Fotoğraflarda kullanılacak objelerin
seçilmesinden, kompozisyonlara kadar bir çok şeyi tasarlıyorum. Kuzenimin oğlu
için yaptığım cam kavanoz süslemesini de işin içine katayım dedim kendime. Ve gidip
cam boyası aldım. Aslına bakarsanız bu konuda oldukça acemiyim. Sanırım cam
boyasının kuruduktan sonra ayrıca fırınlanması gerekiyor. Şu an fırınlama işi için
koşullarım müsait olmadığından sanırım kavanozları ‘lütfen yıkamayın’ ibaresi
ile sahibine teslim edeceğim...
Hafta sonunun sıkıntılı ve yorgun geçtiğinden bahsetmiştim.
Cumartesi günü cam boyası almak için çıkmışken dışarıya hem yemek yiyelim hem
de sinemaya gidelim dedik. Soluğu 45 dakika otoparkında yer bulmak için
çırpındığımız Panaroma Alışveriş Merkezi’nde aldık. Bir daha gitmem dediğim bu alışveriş
merkezindeki yemek faslından sonra ise ağırlaşan bünyelerimizle birlikte sinemanın
yolunu tuttuk. Niyetimiz iki filmden birisine gitmekti. Fakat ikisinde de yer
olmadığından ya da saati geç olduğundan kitapçıya girip ‘bakınmaya’ karar
verdik.
Aslında kitap almayacaktım ama uzun zamandır almak istediğim
Oya Baydar’ın O Muhteşem Hayatınız adlı kitabının ‘imzalı’ olduğunu görünce
dayanamadım. Aynı standda, neredeyse herkesin okuduğu, Pascal Mercier’in Lizbon’da
Gece Treni romanının da yüzde 25 indirimli olduğuu görünce hemen kucağıma
aldım.
Madem sinemada yer bulamadık o zaman evde film izleyelim
fikriyle de DVD bölümüne koştuk. Yönetmenliğini Raşit Çelikezer’in yaptığı Can
aldı filmin yanına bir de Tayfur Aydin’ın yönetmenliğini üstlendiği İz adlı
filmleri aldık. Filmler hakkında çok şey yazmayacağım. Sacede Can bizim içimizi
burktu. Oyunculuklar kadar konusu da muhteşemdi filmin. İz’de ise bir şeyler
eksikti. İzlerken bir çok yerde ‘bunu nereye bağlayacaklar’ diye sorduğumuz ve
yanıtını alamadığımız bir çok ayrıntı vardı. Yani ayrıntılar yarım kalmıştı.
Ama yine de fikir sahibi olmak için izlenebilir diyorum...
Sözü çok uzattım farkındayım. Son olarak Metis tarafından
çıkarılan defterimin görüntüleri ile sözlerime son veriyorum. Bu defteri de 5 TL’ye
aldım. Defter kullanma konusunda pek başarılı olmasam da yeni işimde bana
kolaylık sağlayacağını düşünüyorum.
Not: Fotoğraftaki saatin pili yok. Saatin 7 çeyrek olması bundandır...
1 yorum:
-:)
Yorum Gönder