16 Ekim 2010

Bugün bir kuş gördüm, bana tanımadığım birisini anımsattı



Hani bir kitap okursunuz da yenileri ile tanışırsınız ya, ya da bir dostunuzun arkadaşları ile bir araya gelip yeni kişiler tanırsınız ya, işte bu blog alemi de öyle bir şey. Blog blogu doğuruyor resmen. Sistemler arasında gezerken, hoşuma giden birşeylerle mutlaka karşılaşıyor ve listeme ekliyorum. Hoş bunu, bloğa yoğunlaştığım son bir iki aydır yapıyorum ama olsun. Az zamanda çok yol katettim sayılır...

Birazdan tanıtacağım kişiyi de, her gün beni yeni yeni isimlerle tanıştıran Pek Güsel Şeyler bloğu sayesidne tanıdım. Ve onunla tanıştıktan sonra birkaç çizerin daha sistemine girip baktım. Ben de çizmek istiyorum diye gidip kendime kuru kalem boyalar da aldım. Ne mi oldu? Yatağımın başında duruyor hepsi. Neyse...



Tanıştığım kişinin adı Gizem. 23 yaşında, kendisini bir 'hayalperest' olarak tanıtıyor. Çizdiklerine de bunu yansıtıyor. Farklı bir tarzı var gördüğüm izlediğim kadarıyla. İmrenerek bakıyorum kendisine.

Bu postu da bugün gördüğüm ve bana onu hatırlatan bir kare sebebiyle yazıyorum. Bir yere yetişmeye çalışırken, elektrik tellerinin üzerinde minik bir serçe gördüm. Gizemin vazgeçilmez imgelerinden birisini yani. (Ağzından kalp çıkan bir kuş imzası atar çizimlerine) Görür görmez çektim, ona gönderirim diye. Gönderdim de. Hem bunu anlatmak hem de Gizem'i tanıtmak için de bu postu yazdım. Takip edin, bu hatun ileride 'büyük' adam olacak... Bu arada yeni bir site de açtı. Bazı çizimlerini orada satıyor aynı zamanda. bakmak isterseniz buradan efendim...

Hiç yorum yok: