09 Şubat 2009

Öldürtmem kendimi...



Geçtiğimiz seneydi, İstanbul’da yerel bir gazetede çırpınıyordum. Annem aramıştı, aceleyle nerede çalıştığımı soruyordu benim, İstanbul’un semtlerini bilirmiş gibi. Sesi de bir heyecanlıydı ki sormayın gitsin. Hani sanki büyük ikramiye bize çıkmış ta onu vermek için bana gelecekmiş gibiydi. Ümraniye dedim önce, adresini ver dedi sonra. İşkillendim, ne oluyor anne diye sordum. “Birisi var seni istiyor sana bakmaya gelecek” dedi ve etraf karardı…

Annem benim evlenmeme pek bir meraklı, böyle yuvam olsun çocuklarım olsun onlar da sevsinler istiyor. Bunca zaman başkaları için yaşamış olan, kural gelenek görenek gölgesinde kalan bendenizin söylediği “evlenmeyeceğim” yakarışlarını kulak arkası ediyor anlayacağınız. Ben “evlenmeyeceğim” dedikçe o bana bakacak olan kişileri sıralıyor bir bir.

Bu bakma hikayesinin sonuncusunu da geçen gün yaşadık. Mutfaktayız, kahvaltı yapıyoruz. Benim kahvaltım bitti, çayımı aldım salona geçtim, kumandayı kaptım kanal geziyorum. Keyif yapacağım. Birkaç dakika sonra annem bağırdı, efendim dedim. Gelsene dedi bana, şimdi değil ne oldu dedim. Gel dedi. Anladım ki özel bir şey diyecek ve canım sıkılacak, gitmedim. Sonra kız kardeşim mutfağa geçti, annem ona yumurtlamış ilk. O bağırdı bu sefer gel diye, ne oldu dedim söyle. “Sen ben bir de annem duyabilir”miş ancak. Üşenmedim kalktım gittim yanlarına, ne oldu dedim. Seni istiyorlar dedi ve etraf yine karardı…

Böyle durumlarda psikopata bağlıyorum ben kendimi. O kim oluyor da bana bakacak diye başlayıp, işi erkekliğine kadar götürüyorum. Araya da ağza alınacak kaleme yakışmayacak sözler ekliyorum. Dedim ya deliriyorum, etraf kararıyor öyle durumlarda.

Annem benim bağrış çağırışlarıma aldırmadan devam ediyor çoğu zaman ama. Çalışan kız arıyormuş der sanki beni cezp ediyormuş gibi, İstanbul’da yaşıyormuş diye de ekler. Hani beni tavlayacak ya İstanbul diyerek, yemezler. Bir kere ben evlenmeyeceğim. Hem niye şu girişimci ruhlu tipler öyle analarına kız aratan erkekler için bir dükkan açmıyorlar ki. Mesela bir mağaza yapsınlar bizi de bu dertten kurtarsınlar. Erkekler mağazaya gitsinler, istedikleri ebattaki kızı beğensinler, özelliklerine göre olmadı uydurulsun onlara karışık bir şey ve alıp mutlu mesut yaşasınlar. Hem o zaman analarına bakmalık kız aratmazlar hem de kendilerine baktırmak istemeyen kızları rahatsız etmezler. Haksız mıyım ama…

Ukalalık ettiğimi ya da evlenmek isteyen kadınları aşağıladığımı düşünmeyin sakın. Zaten bu yazıyı kaleme aldığım günden beri biraz değiştim. O günlerde aklımdan geçmeyen evlilik fikri bugünlerde gündemimde mesela. Şaşırmayın, şöyle eli yüzü düzgün cebi dolgun birisi olsun da benim yollarda harcayacağım paramı versin, ben gezeyim ona uzaklardan mektuplar yazayım istiyorum. Uzaktan bakınca, yani benim uzaktan evlilik yürütme fikrime bakınca çok fazla da uzaklaşmış sayılmıyorum sanırım “ilk” düşüncemden ama bu kadarı da olsun değil mi. Vur dediysek öldürtmeyeceğiz ya kendimizi…

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Tüm yazılarını okumama rağmen bu yazını kaçırmışım yeni farkettim. Bana gelen bir mailden alıntı yapıp yorum olarak kullanmak istedim, katıl-ma-sakta böyle düşünenler var ?!? :))

“Evlilik orduya yazılmak gibidir. Kışlada herkes şikayet eder ama "tezkere" bırakıp, kalanların sayısı o kadar çoktur ki.” James Garner

“Evlilik insana çok şey öğretir. Sadakat, sorumluluk, hoşgörü, anlayış gibi... Ancak bekar kalırsanız, zaten bunların hiçbirine ihtiyacınız olmaz.” Burt Reynolds

“Genç kız, ideal erkeği bulma çabasından vazgeçip, bir koca aramaya başladı mı, kadın olmuş demektir.” Raquel Welch

“Bir erkeğin sevip, sonra bırakmasında hiç sorun yoktur. Tabii iyi şeyler bırakmışsa...” Ava Gardner

“Kadınlar, peruk, takma kirpik kullanırlar, özel sutyenlerle göğüslerini büyük gösterirler. Sonra da "Artık gerçek erkek kalmadı" diye şikayet ederler.” Robert Redford

dersaadet dedi ki...

Ev-len-me-ye-ce-ğim:))

duygu dedi ki...

tamam anacım sen evlenme, sana gelen teklifleri bana yönlendir.Ama bir şartım var, adayın eli yüzü düzgün, cebi de dolgun olsun. Ben evlenirim seni de kurtarırım

dersaadet dedi ki...

Anlaştık:))