27 Aralık 2011

İşte hediye(!) kitaplarım...



Geçtiğimiz haftalarda başlattığım ‘kumbara’ kampanyasını okuyanlar bilir. Okumamış olanları şöyle buraya davet edeyim. Neyse efendim, o kampanya kitap almak için başlatılmış olup amacına ulaşmadı. Ama beraberinde çok güzel hediyelere sahip olmamı sağladı.

Sizi sürekli oraya buraya sürükleyeceğim ama olsun. İlk hediyemi de şurada yazmıştım. Bir daha yinelemenin anlamı yok diye düşünüyorum. Siz oradan okuyadurun ben size yeni cicilerimi tanıtayım efendim…

İlk kitabımız Kelebek. Henri Charriere tarafından 1968 yılında yayımlanan ve yazarının başından geçenleri anlatan otobiyografik roman olan Kelebek ile tanışıklığım Ankara’da İmge Kitapevi yıllarıma dayanır. Almayı ertelediğim kitaplardandı. Ofis arkadaşımın hediyesi olarak kitaplığıma eklendi. Okuyunca fikrimi de yazacağım. Çevirisi sadece E Yayınları’nda olduğu için başka bir yayınevinden alma şansım olmadı. Benim çeviri kitaplarda yayınevi takıntım vardır maalesef. Umuyorum bu çevirisi güzeldir. Okuyup göreceğiz…

İkinci kitabım ise Barış Bıçakçı’nın Bizim Büyük Çaresizliğimiz adlı kitabı. Filmi çıktığında merak etmiş, önce kitabını okumak istediğim için filmine gitmemiştim. Bunu da Kelebek adlı romanı alan ofis arkadaşım hediye etti. Ya da ben zorla aldırdım, bilmiyorum. Ama hediye demek daha hoş geliyor kulağa…



Özen Yula ile de yeni tanıştım. Gizli Aşk bu adlı kitabını bir blogda okumuş akabinde edinip yutar gibi bitirmiş ve çok beğenmiştim. Dili ve anlatımı çok güzel bir yazar Özen Yula. Madem canım bana kitap alacak ben de ismi güzel geldiği için ‘Arızalı Kalpler’i alayım dedim. Nasıl bir hikaye var içinde merak ediyorum. Ama ikinci Özen Yula okumamda hayal kırıklığına uğramayacağımı düşünüyorum.

Gönlümü fetheden, şarkıları kadar yazı dili de güçlü olan Hüsnü Arkan’dan da bir kitap hediye geldi. Mino’nun Siyah Gülü’nden sonra beni Uyku’da neler bekliyor bilmiyorum. Bu kitabı da içeriğini okumadan aldım. Şansıma bırakıyorum. Canım sevgilime de teşekkür ediyorum.

Ve Tezer Özlü. Benim ilk okumam olacak bu da, Tezer Özlü ile tanışacağım. Neden bilmiyorum ama çok heyecanlıyım. Güçlü bir kadın olmasından kaynaklı da olabilir bilmiyorum ama daha kitabını okumadan keşke hayatta olsaydı da daha çok yazsaydı diye düşünüyorum. Çocukluğun Soğuk Geceleri ile başlayacağım. Eğer başka tavsiyeleriniz de varsa alabilirim.

Yeraltı edebiyatı dizisinden Chuck Palahniuk’ın Ölüm Pornosu adlı kitabı da yine ofis arkadaşımdan hediye. Bir ara toplatılması için dava açılmıştı hatta çevirmeni bile soruşturmaya girmişti diye anımsıyorum. Sonucu ne oldu bilmiyorum ama sırf bu yüzden ‘kitaplığımda olması gerekiyor’ dediklerimden di. Sonunda benim oldu. Bir arkadaşım da okumam için önermişti, okuyunca bunu da paylaşacağım….



İşte son kitabım, Necati Cumalı’nın ‘Ay Büyürken Uyuyamam’. Blogda bahsetmiştim sanırım, Seyhan almaya aday oldu, ben de yok demedim. Dün içinde güzel bir mektupla elime ulaştı. Yanında bir de şuradaki pastadan istemiştim, göndermemiş. Üstüne bir de bana ‘elini veren kolunu da kaptırır diye buna mı demişler?’ diye yorum yapmış utanmadan. Neyse ben bir şey demiyorum, yorumu size bırakıyorum:)

Ben yeni yıla yeni kitaplarımla gidiyorum. Tuba Çandar’ın yazdığı 650 sayfalık Hrant adlı kitabı henüz bitiremedim. 200 sayfam kaldı yanılmıyorsam. Onu bitirdikten sonra Tezer Özlü’den başlayacağım. Sonrasında filmi kaçırmamak için Ay Büyürken uyuyamam adlı kitabı elime alacağım. Ondan sonrası benim ruh halime bakıyor. Okudukça buradan sizinle de paylaşacağım.

Benden bu kadar. Biraz uzun oldu biliyorum ama o kadar zamandan sora yazılan post da böyle olur diyip sıyrılacağım.

NOT: Fotoğrafları dün gece evde çektim. Boşalan kitaplığımın bir rafını kullandım. Aksesuar olarak da Ayci’nin bayıldığı fotoğraf makineli saatimi kullandım. Yok amacım kıskandırmak değil canım, sadece görüntü olsun istedim:)

7 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Yahu kartım gelmedi mi? Bir bağış da benden vardı. Ofisi bir arat bakalım gelmediyse...

dersaadet dedi ki...

Söyleseydin o bağışı ben ortalığı ayağa kaldırmazmıydım:))) gelmedi valla, PTT'nin azizliğine uğradık:)

Leylak Dalı dedi ki...

Antalya PTT sinin kaplumbağa hızını yazsana sen gazeteye, bir tek kart almadığım gibi postacıyı evin civarında görmüyorum. Bugün de bekleyip yarın şikayet dilekçesi yazıcam, ciddiyim...

dersaadet dedi ki...

Gaza geldim PTT'yi aradım, öğle arası:)) Ben şimdi gazeteden aradığımı söyleyeceğim, o zaman ayaklanırlar:))

Syhn dedi ki...

bak ya hem suçlu hem güçlü :)
oku oku da bana ne kitap aldırmışsın gör :D
hayır çok merak ediyorum bunun nesini filme almışlar bir şey yok ki çok şey var :D

bu çok işe yarıyormuş ya bende dileneceğim bundan böyle :)))))))

Maya dedi ki...

kitaplar bir harika :)

dersaadet dedi ki...

Seyhan; Suçlusun bence sus:)))

Maya: Teşekkür ederim. Bence de çok güzeller:))