13 Temmuz 2011

Ankara'dan dostum gelmiş...

Hava sıcak, deli gibi hem de. Asfalta yumurta kırma hikayesi var ya, yalan değil. Kır, tuz ve karabiber dök, ye. O kadar. Yere basamıyorsunuz, ayakkabının tabanı yanıyor…

Bir de böyle zamanlarda habere gidiyorsunuz, küfür ede ede. Bekliyorsunuz 15 dakika, eylem başlasın diye. O 15 dakika sıcakta oluyor 15 saat. Gölgede sıcaklık gölgesiz yerleri aratmıyor. Beklemek azap oluyor.

Uzaklardan birisi yaklaşıyor size doğru. Gülümseyerek. Hava sıcak, yüz tanıdık. Serap olması ihtimal, kafada şapka yok… Siluet yaklaştıkta sırıtması daha da büyüyor.

Ve sonra…

Sıcacık bir gülümseme beliriyor aynı anda iki kişide de. Sıcacık bir sarılma, sıcacık öpüşme. Sonra sitem, ‘Ne işin var burada?’ ya da ‘geldin de neden haber vermedin’ diye. Sitem yerini muhabbete bırakıyor.

Hava ısındıkça ısınıyor. Eylem başlıyor. Kola takılan makinenin vizörü göze yaklaştırılıyor. Karşıda eylemciler var. Arasında kocaman gülümseyişi ile Ankara’dan gelen dost… Sıcağa aldırmadan deklanşöre basıldıkça basılıyor.

Not: Fotoğraf yok. Hayal gücünüzü kullanın canım:)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Böyle terbiyesizler kaldı mı bu dünyada : ) O kadar yol gel haber verme, neyse sen aynısını yapma gene de uyma bana : ))

dersaadet dedi ki...

Kaldi canım kaldı:) Giderken bile haber vermiyorlar, o derece:)))