Çok yoğun, çok yorucu geçiyor. Hasta olacağım galiba. Yazmak istediğim çok şey var aslında. Mesela referandumdan bahsetmek istiyorum, bir kesimin 'evet' bir kesimin de 'hayır' korkaklığından. Hayır siyasi propaganda yaparak değil, şeker tadında. Ama gücüm yok. Başlıyorum, siliyorum, başlıyorum, siliyorum...
Bu yüzden bloğu sıcak tutmak adına dün 'mahalle sayfam' için gittiğim muhtarın fotoğrafını yüklüyorum. İçerisi muhteşemdi, tam bir köşk. Ben böyle muhtarlık görmedim. Muhtarı fırsatını buldukça manken gibi kullanıp çektim. O da sesini çıkarmadı sağolsun. Arayıp 'çayı demledim gel' dedi. Gittim çayımı sigaramı içtim. Etraftan gözümü alamadım. Antika eşyalarla dolu içerisi, antika demeyelim de eski, tarih kokan. Hiçbirisine de para vermemiş. Kepez Mazı Dağı'nın eteklerindeki evinin manzarası 'ANTALYA', hurdacıların akın ettiği yer. Onlardan toplamış bir iki eski eşyayı ve odası dolmuış. Eski radyolar ve iğnesi kırık pikapsa süperdi. Masasının arkasında kocaman bir Atatürk resmi, çok güzel bir hava katmıştı odaya. Flashım yoktu, elimden geldiğince çekmeye çalıştım. (Bu sadece odanın bir kısmı) Giderken de Kayserili muhtarımdan Kayseri mantısı sözü aldım. Oohhh yiyeyim de yarasın:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder