Bugün aslında size önceki gün açılışı yapılan ve dün çok eğlendiğim October Fest’teki izlenimlerimi yazacaktım. Ama dün akşam meydana gelen ve bugün de hem bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partileri ‘yersiz’ ve ‘anlamsız’ bir şekilde ayaklandıran ‘ölüm’ haberi yüzünden ‘izlenimlerimi’ şimdilik erteleyeceğim…
Efendim, dün akşamüzeri bizim polis adliye muhabirimiz için oldukça hareketli geçti. Bir anda hem kaza hem iki cinayet ve hem de bir ölüm haberi geldi. Hali ile o da morg, emniyet ve mahalleler arasında mekik dokudu. Ölüm haberlerinden birisinin hikayesi ise October Fest’e dayanıyordu. Amerika’da üniversitede okuyan bir gencimiz birkaç gün önce ailesinin yanına gelmiş. Bu YETİŞKİN gencimiz arkadaşları ile soluğu festivalde almış. Efendim burada gencimiz içmiş de içmiş. Festival bittikten sonra eve de geçip arkadaşları ile içmeye devam etmiş. Sabah ise malum sonuç. Evdekiler bir arkadaşlarının morarmış cesedi ile karşılaşmışlar.
Öncelikle bu olay tamamen tatsız. Yani insanın tabir yerindeyse ‘bok yere’ ölmesi, hem de daha hayatının başındayken oldukça acı. Evet ölüm bir gerçek ama, kötü işte… Ailesine sabır diliyorum…
Ama burada beni bu yazıyı yazmama iten sebep bu kadar değil. Sebep anlamsız yere festivalin ve festivali yapan belediyenin suçlanması. Hem de tamamen saçma sapan sebeplerle. Yok efendim bu ne arsızlıkmış da böylesine bir festival yapılıyormuş, festival Türk kültürüne, ahlakına uymuyormuş, gençlerimiz kötü yola itiliyormuş…. Yok ya, demek gençler kötü yola itiliyor. Ulan madem gençlerle ilgileniyorsunuz, okullarda uyuşturucu satanları bulup vazgeçirsenize yaptıkları işten, tedavi ettirsenize, onları uyuşturucuya iten sebepleri bulup -hatta bulmanıza gerek yok ben de size söyleyebilirim, sebep ekonomi- onlara yardım etsenize. Ramazan ayında 5 yıldızlı otellerde kendi kendinizin karnını doyurup yemekten sonra yediklerinizin gazını osurarak çıkaracağınıza, oturduğunuz tahttan olaylara bakacağınıza, din din diyip dini kullanarak saçmalayacağınıza, aynanın karşısına geçin de bir bakın kendinize.
O çocuğu öldüren şey o festival değil. Alkol her yerde satılıyor. Her şeyin ‘aşırısı’ fazladır, bilmiyor musunuz yoksa. Hem otopsi sonuçlanmadan, çocuğun neden bu kadar içtiğini bilmeden, hem de yetişkin birisinin, kendi kararlarını verebilecek yaşta birisinin belki de sağlığı ile ilgili sorunu öteleyerek, belki de antibiyotik sonrası aldığı, belki de bilmeden abartarak, aşırıya kaçarak tükettiği alkol sonrası hayatından olmasını nasıl bağlarsınız festivale, belediyeye?
Sadece alkol müdür zararlı olan yoksa çocuklarınızın yanında fütursuzca içtiğiniz o sigaranın zararı yok mu?
Çok sinirliyim dostlar çok. Birisi telefonla arayıp bu konu ile ilgili bir mail gönderdiğini söyledi. Sinirlerime hakim olamayıp ‘saçmalamayın, sorun festival mi’ dedim sonra da sustum. Ben bu ülkenin, bu zihniyetin değişmesini istiyorum artık ya, değişmesini…
Not: Dün festivali düzenleyen alkol firmasının yetkilisi ile festival alanında sohbet ettik. 18 yaş altı olan ve elinde bira olan çocukları kovalarken masamıza da buyur ettik. İşim var, çocukların ellerinden içkileri alıyorum dedi. Festivale zarar gelmesini istemeyiz, çocuklara da diyerek ayrıldı yanımızdan…
8 yorum:
Festivale mahlele baskısı yapıp buradan bir tophane, sivas çıkarma niyetinde olanların sarf ettiği bir cümle var ki bobma
"antalya gibi yerde oktoberfest mi olur?" demiş
hadi sizler için araştırtım tam cümleyi buldum...
"hakkari'nin çukurca ilçesinde 1995yılında şehit olan ergün bilgiç'in annesi fatma bilgiç, oktoberfest'in geçen sene de yapıldığını bildiğini, antalya gibi bir yerde bira festivali yapılmasının çok yanlış bir davranış olduğunu dile getirdi. "
Daha ne diyim. Antalya gibi yerde yapılır mı hakikaten bu. türkiye'de en çok yerleşik alman nüfusunun bulunduğu, bilmem kaç milyon alman turistin geldiği bir yerde yapılsa anlaycaz da Antalya gibi bir yerde olur mu?
Değil mi, hiç Antalya'da bu festival yapılır mı?
Turizm cenneti denilen, binlerce kilşinin akın ettiği, binlerce kişiyi alternatiflerle buraya çekelim diye kıçların yırtıldığı bir yerde bu festival yapılır mı???
FESTİVAL DEĞİL SİYASET ÖLDÜRÜR ÇOCUKLARI
Gitmek istemiştim ama olmadı. İşler vardı yapılması gereken. Zira Antalyayı tanıtmak gerekiyordu onu tercih etmeyen pazardaki milyonlarca dünya vatandaşına. "Turizmin Başkenti" olarak adlandırılan ve kendi içinde yaşayan bir milyon insanın birbirine saygı göstermekten yoksun bir Akdeniz Kasbası'nda "festival istemezük" sözleri gayet doğal.
Kitle turizminden canı yananlar alternatiflere yönelmek için "turizmin başkenti" nin sığ sularında kulaç atarken, açlıktan nefesi kokan esnaf ise şehrin sokaklarını bekliyor "Acep bir turist gelir mi" düşüncesiyle. Son yıllarda duvara toslayan kitle turizmine karşı alternatif yaratmak isteyenler her daim desteklenmelidir. Zira 642 kilometre sahil bandı olan bu kenti dünyanın 65 farklı ülkesinden insan ziyaret ediyor. Biliyor muydunuz?
Almanya'da başlayan ve her Ekim ayında dünyanın farklı 15 kentinde farklı kültürlerin yanyana gelmesi ve yerel halkın günlük telaşlarından kurtulmasını çabalayan festivaller insanlara "birlikte eğlenmenin mümkün" olabileceğini gösterir. O meydanda hiç kimse "öteki" değildir artık. İçeriği her ne olursa olsun festivaller biz insanları bir araya getirir.
İspanya'da yasaklanan boğa güreşleri bir kültürü toprağın altına gömdü. Bira bizim kültürümüz değildir diyenler tarihe baktıklarında göreceklerki, yanılıyorlar. TEKEL birası bu kültüre somut bir örnektir hatta o karşı çıkanlar iyi bilirler protakal bahçelerinde içtikleri TEKEL birasının lezzetini. Bu topralarda bölgenin(Avrupa, Rusya, Orta Doğu) en büyük bira markalarından biri çıkmıştır. İnsanoğlu kendi parçası olmayan bir ögeden marka yaratamaz. Bira tıpkı rakı gibi bizim kültürümüzdür. Soruyorum; toprağa mı gömelim şimdi arpa tarlalarımızı?
Evet istenmeyen bir olay yaşandı ama festival öldürmedi o çocuğu. Velevki aşırı alkolden öldü o çocuk, bir tek onun suçumu. İnsanlarına hiçbir konuda gerekli eğitimi vermeyen devlet, bu topraklarda satılan biranın nasıl içilmesi gerektiğini anlatmalı çocuklara. Fazlasının zaralı olduğunu da. Sen vatandaşını bilinçlendirme siyasetten nemalanan ve her konuştuklarında ağızlarından salya akan siyasetçilerin konuşmasına fırsat tanı. Festivaller değil siyaset öldürür çocukları.
Haklısın, bir 'ölüm' üzerine ne kadar çirkince 'siyaset' yapıldı.
18 yaşından küçükken içememek nası koyuyo yeaa insana. ağlardım tam bi ergendim ben tüm özelliklerimle =)
Bu da, daha daha başka bir bakış açısı:))
kesin hepsi "festivali düzenleyen alkol firmasının yetkilisi"nin suçudur. ille bir günah keçisi seçilecekse kesin odur! dediğin gibi bu zihniyetle anca bu kadar.
Kesin Can kesin. Benim de oynatmama az kaldı zaten.
Yorum Gönder