Yorucu bir gün yine, nöbetteyim. İş dönüşü 'ay'ı kestirdim gözüme. Ellerim titreye titreye çektim. Hiç bereceremem zaten makineyi sabit tutmayı. Bir pavyonun ışıkları 'ay'ı aydınlatıyordu. Çıktım kırılmış bir bahçe duvarının üstüne, bastım denlanşöre. Bir süre sonra pavyonun iki yiğidi geldi dikildi tepeme, ellerinde sigara, bir o yana bir bu yana yürümeye başladılar. Oralı olmadan çektim 'ay'ı ve panyon lambasını. Bilen bilir ya da bilmeyen şimdi öğrenebilir, en basit olaylarda bile başına bela alabilen birisiyim ben. Ama ne olduysa, herhalde çemkirmediğimden adamlara, ses etmediler. Beni ve makinamı rahat bıraktılar. Yoluma devam ettim...
Bir süre sonra elektrik tellerinin arasında baktı bana ay. Onu da ölümsüzleştirdim.
Birkaç 'ıssız şehir' fotoğrafı da çektim ama yüklemeyeceğim. Bunları da 'süper ötesi muhteşem fotoğraflar' oldukları için değil, sadece 'göstermek' istediğim için yükledi,m. Ben 'pavyon ışıklı ay'ı çok sevdim...
2 yorum:
ay dede olmuş telli baba :)
bende pavyon ışıklıyı sevdim.
Değişik bir bakış açıcı Can, sevdim bunu:)
Yorum Gönder