Son günlerde hatta son yıllarda ‘Kız halaya, erkek dayıya benzer’ genel kabulünü yıkarcasına dayıma benzemeye başladım. Son zamanlarda kendimi çok sık düşünürken yakalar oldum. Evde bulaşıkları makinaya yerleştirirken, çamaşır makinasından çamaşırları çıkarırken, uyurken, durup dururken ‘düşünüyorum’. Rodin’in ‘Düşünen Adam’ı gibiyim. Dayım da öyle keza. Oturur ve etrafındakilerden bir anda soyutlanır.
Ne düşünüyorsun diyecek olursanız, hemen anlatayım. Mesela bulunduğum yeri, buraya gelmek için kat ettiğim mesafeyi, harcadığım zamanı, geleceğimin olup olmayacağını, geçekten koşulsuz, şartsız aşık olup olamayacağımı, kendi evimde yaşayıp yaşayamayacağımı, nereye kadar gideceğimi, şimdi nerede olduğumu, insanların ne düşündüğünü, ‘gamze iyi ama…’ cümlesinin içinde yer alıp almadığımı, benim için nasıl bir ‘yarın’ hayal edildiğini, kitabımı yazıp yazamayacağımı, hatta harekete geçöip geçemeyeceğimi çok ama çok merak ediyorum. Sen kendine güveniyorsun diyorlar bana, işte orada yanılıyorlar. Bazen otururken güvenimi nerede kaybettiğimi de düşünüyorum.
Hatta bir fıkra var, anlatayım da hem durumuma açıklık getireyim hem de şu genel kabulü yıkayım.
Bir çiftin erkek çocukları olmuyormuş, hep kız hep kız. Adam da artık bıkmış usanmış. Kadının son hamileliğinde adam uzak bir yerdeymiş. Kadın doğum yapınca aramış. ‘Hanım demiş ne oldu?’ Kadın ürkek ‘Bey demiş, ağzı burnu aynı sen’. Yanıtını alamayan adam tekrarlamış, ‘Hanım anladık onu da ne oldu ne?’, ‘Bey bir görsen ayağı, kaşı gözü aynı sen’. Adam artık dayanamamış, ‘Yahu kadın söylesene ne oldu?’ ‘Bey demiş, alnı, burnu aynı sen ama orası da aynı ben!?!?’.
4 yorum:
ıhh ne güzel aslında bende böyle düşünsem enler yaparım kimbilir ama düşünmeye bile üşeniyo bünyem o derecee =)
Zeyzey hala düşünmekteyim:)
Güzeldir dü$ünmek.. Bir de o anların bo$ geçtiğini dü$ünesenize :)
Mutluluklar :)
Dayıma benzemekten pişman değilim, sadece çok düşünmek yoruyor;)
Yorum Gönder