05 Ekim 2010

Küçük kadının kitabı...



Bir müzayede haberine gitmiştim. Bir ressamın resimleri satılacaktı sokak hayvanları için. Bir iki fotoğraf çektikten sonra resimlerin yanında duran sehpanın üzerindeki kitapları gördüm. İki kitap vardı ve o iki kitaptan onlarcası. Birisini aldım elime, okudum ilk cümleleri. Okurken de ‘Bir kitapta ilk cümleler çok önemlidir’ diye geçirdim içimden. Hem kitabın adı hem de kapak fotoğrafı ‘Beni acemi eller hazırladı’ dercesine bağırıyordu. Kitabın yazarı da oradaymış, ben kitaplarını karıştırırken o da beni fotoğraflamak istenmiş ama geç kalmış. Yanıma geldi, benim fotoğrafımı çekecekken kalktığımı ve o anı kaçırdığını söyledi. Fotoğraf çektirmekten hoşlanmadığımı, bu durumun memnuniyet verici olduğunu söyledim –yoksa söylemedim de içimden mi düşündüm!- ve sonra kitap hakkında konuştuk. Yeni yazmaya başlayanlara nasıl önyargılı baktıysam ona da öyle baktım. Kitabını hediye etti. Oku ve mutlaka fikrini söyle dedi bana. Hem meraktan hem de kıskançlıktan okudum. Bugün bitti ve ben hem o kadını hem de kitabını çok sevdim.

Edebi bir roman değil, yaşanmışlıklar anlatılmış. Evet hem imla hem de anlatım bozuklukları var yer yer kitapta. Ama o kadar samimi ki, kendinizi kitabın kahramanı Seval’in yerine koyup ‘ben olsam böyle yapardım’ diyebiliyor ya da öfkelenebiliyorsunuz. Daha bir çok duyguyu yaşayabiliyorsunuz yani. Ona az önce bir mail gönderdim, ellerine sağlık dedim. Gerçekten o kitabı yazan ellerine sağlık. Amatör birisi, şimdilik tabi. İleride geliştirir mi bilmem. Ama çok tatlı bir kadın. Ben onu sevdim, bu kitabı okuyunca daha çok sevdim. Hatta evine gidip yaptığı börekleri tatmak isteyecek kadar sevdim bu küçük kadını. Bana ‘yapabileceğimi’ gösterdiği için bir kere daha sevdim…

Ellerine sağlık Seval, ellerine sağlık Fecrin…

2 yorum:

Kiraz Limanı dedi ki...

Ben de okumadım henüz.Merak ettim şimdi :)

dersaadet dedi ki...

Okumalısın mutlaka. Ben ona mail attım ama geri dönüş yapmadı. Nerede çok merak ediyorum açıkcası:)