03 Ekim 2011
Alfabenin kağıtla buluşmasının kokusuydu kitap...
Bunan birkaç yıl önceydi. İstanbul’daydım. Mezun olduktan sonra oraya ‘büyük umutlarla’ çalışmaya gitmiştim. Hiçbir şey umduğum gibi olmadı. Doğru adımlar atamadım, kendime aşırı güveniyordum, ki bu güven 20’li yaşlarda insanın yolunu belirlemesinde pek sağlıklı olmuyormuş onu anladım. Rüyaların gerçekleşeceği şehir olarak adlandırılan İstanbul maceram bu kadar karamsar bitmedi elbet. Orada güzel şeyler de yaşadım.
Son çalıştığım gazetenin bulunduğu binanın üst katında siyasi bir partinin ilçe örgütü bulunuyordu. Her gün farklı insanlar gelip gidiyordu oraya. Farklı kişiliklere sahip, farklı talepleri bulunan insanlarla orada karşılaştım. Bir okul gibiydi. Zaman zaman ağladım, zaman zaman isyan ettim anlatılan hikayelere. Ben orada hayata bir farklı bakmayı öğrendim.
O siyasi partinin bir de kütüphanesi vardı. Söz konusu bir siyasi partinin kitaplığı olunca, kitaplara yaklaşma konusunda pek hevesli değildim. Edebiyatın da politik bir yanı vardı elbet ama bangır bangır ‘politika’ kokan kitaplardan da hoşlanmıyordum. Evet at gözlüklerimi çıkarmamıştım o zamanlar. Sonradan benimle aynı olmasa da hemen hemen her ideolojiye yaklaşıp okumayı öğrendim.
Gel zaman git zaman o siyasi partinin ilçe başkan yardımcısı bana bir anı kitabı verdi. ‘Işığı Arayan Köy Kızı’ idi adı. Kapağı oldukça kötüydü. Nasıl derler, alışılmış büyük yayınevlerinden çıkmayan, belli ki kıt kaynaklar kullanılarak bastırılmış bir kitaptı. Nasıl bir hikaye ile karşılaşacağımı bilmiyordum ama okudum. Okudukça sevdim, okudukça hayata açılan pencereme bir mum daha dikmiş oldum. Gökyüzünde bir yıldız benim için parlamaya başladı. Kadınların zamanında ne kadar zor şartlarda eğitim aldıklarını, okumaya olan heveslerini, karanlıktan aydınlığa çıkma savaşlarını gördüm. Önümüze serilen onlarca fırsata rağmen, hayatlarımızı bu kadar berbat etme dürtümüzün nerden kaynaklandığını merak etmeye başladım.
Kitap bana ‘okumam’ için verildiği için onu aldığım yere koydum. Kütüphanemde kitap dursun istediğim için Ankara’da ‘Öğretmen Dünyası’ tarafından basılan kitabı aramaya başladım. Sanırım tesadüflere olan inancımdan, kitabı bulmak için çok çaba sarf etmedim.
Antalya’da 1 Ekim’de Konyaaltı’nda bu yıl ikincisi gerçekleştirilen kitap fuarımız açıldı. Bir önceki yıl açılan fuara nispeten bu seferki daha bir donanımlıydı. Evet gelecek olan konuklardan haz etmediklerim yok değildi ama adımdı işte. Kitaptı, alfabe ile buluşmuş kağıtların kokusuydu nihayetinde fuar.
Ben de bu fuara katıldım. Açılış sonrası standları gezerken işte bu muhteşem kadının kitabına rastladım. Fatma Sarıhan Türkmen. İtiraf edeyim çok duygulandım. Stadın başında duran adam bana çalıştığım gazete ve adımı söyleyince daha bir garip oldum. Yazılarınızı okuyorum dedi bana, çok heyecanlandım. Yazıdan kastı haber olsa da ne bileyim işte, sevindim. Kitaplığıma bir de öneri bir anı kitabı eklemek için Fatma Sarıhan Türkmen’in kardeşi Ayhan Sarıhan’ın öğretmenlik anılarını yazdığı ‘Düşe Kalka’ adlı kitabı aldım.
Sizde naısl duygular uyandırır bilmem. Benim için de şu an tarifi zor. Fatma Sarıhan Türkmen’in anılarını anlattığı kitap beni birkaç yıl öncesinin İstanbul’una götürdü. Yaşadığım zorluklar, çektiğim sıkıntılar, otobüs arkadaşlarım ve niceleri. Sanırım güzel bir tesadüf sonucu kitaplığıma gelen, hoş gelen bu kitap, orda kaldığı sürece anılarımın da canlı tutulmasını sağlayacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
karamsar şeylerden bahsedeceksn sandım. ama okuyunca senin karanlıkta kalmış ancak ötedeki ışığı görüyormuşsun gibi hissettm.
bakmayı bilirsek görebiliyoruz galiba. yoksa bu yazı böyle bağlanmazdı inan bana.
bu arada hazır istanbul anılarına gitmişken..
düşürsene yolunu bu taraflara..
ben işten çıkmadan gelirsen yemek ısmarlıyacağım sana - elini çabuk tut diye diyorum - yok ben işten çıktıktan sonra gelirsen kahve ısmarlatırım sana:)))
not: ille çıkacağım yani ;)
Sen işten çıkma, bu zamanda iş bulmak kolay değil. Ben gelirim. Hem kahveye de tav olurum ben merak etme:) Ama yanında şöyle sütlü bir çikolata olursa:))
eyyvallah ;)
Yorum Gönder