30 Kasım 2010

İşte size ‘Gerçek Kesit’

Yaş: 27
Kilo: 79.4
Boy: 1.58
Hissedilen Yaş:31
Zorunlu ve Beklenen Kayıp: 15 kilo

…..

Efendim, bundan yıllar yıllar önce Flash TV’de ‘Gerçek Kesit’ diye bir program vardı. İbreti alem için kötü yola düşen kızları, dağılmış parçalanmış aileleri ve cinayet hikayelerini yeniden canlandıran bir programdı, bilenler bilir. Öyle ahım şahım bir şey değildi, hatta oyunculuklar beterden daha beterdi. Ama ben ayran budalası gibi oturup televizyon karşısına gece saat bilmem kaça kadar izlerdim onları. Programın girişinde ekranda ‘Adı:…..’ ‘Soyadı’, ‘Yaşı’ gibi ibareler daktilo sesi ile birlikte yer alır, yazı ile birlikte de olayı biraz daha gizemli kılmak, gerilim katmak için daktilo sesi kullanılırdı.

Diyet yapmak zaten başlı başına bir ‘gerilim’ anlamına geldiği için ben de böyle bir başlangıç yapmayı uygun buldum.

Neden mi? Şöyle ki efendim. Şimdi, diyet demek program demektir. Ve ben programlar konusunda uzun zamandır başarılı değilim. Zira yaptığım iş program yapmama imkan tanımıyor. Dolayısı ile yaptığım tüm planlar ‘suya’ düşüyor. Bu başlangıcın da böylesi bir kötü kadere maruz kalacağı korkusu haliyle beni geriyor.

Ama kararlıyım. ( Hey tamam bunu daha önce de duydunuz ama sihirli bir doktor parmaklarını dokundurmamıştı henüz bana). Dolayısı ile rejimimin ‘güme’ gitmesine izin vermeyeceğim. Tek sorunum, 6 öğün yemek yemek ve yemeklerimi de saatinde yemekten ibaret. Henüz karşı karşıya kalmadım ama haberdeyken, “Ah pardon ara öğünümün zamanı da’ diyip çantamdan çıkardığım kuru kayısıyı ya da elmayı katır kutur yemekten korkuyorum. Habere giderken de bu telaşeler içinde gidiyorum ve çoğunlukla yemek saatimi kaçırıyorum. Su içe içe helak oluyor, karnım sırtıma yapıştığı için ses çıkaramıyorum. Ve ben çareler arıyorum. Acaba küçük olan çantamı değiştirsem mi, yıllar önce İstanbul’dan aldığım o sırt çantasını mı alsam, onun içinde makinemi heba mı etsem, kendime yeni bir sırt çantası modellilerden bir fotoğraf makinesi çantası alıp kamburumu mu çıkartsam diye uzun uzadıya düşünüyorum. Ve şu ara sadece çantamın içindeki ıvır zıvırlardan kurtulmaktan başka bir çözüm bulamıyorum.

Mesela işe, üzerinde üç beş anahtarın bulunduğu, ancak kırk beş tane anahtarlıkla süslü olan şeyden başlayabilirim. Ya da telefon rehberimin içindeki ıvır zıvırları boşaltmakla, ya da çantamın küçük gözünde bulunan ıvır zıvırları temizlemekle…. Ya da zihnimi tüm bu şeylerden arındırıp rejimime yönelebilirim…

Tarih: (Taktaktak tak tak): 27 kasım 2010
Saat: 09:00
Sonuç: G, çıkarıldığı doktor tarafından kendisine konulan ‘şişko’ teşhisi sonrası çılgına döndü. Doktorun beyaz önlüğüne yapışarak ‘Kurtarın beni bu illetten’ diye bağıran G’yi, etrafta bulunan hastane yetkilileri zor sakinleştirdi. Kendisine vurulan ‘sakinleştirici’ ile bir süre sessiz kalan G., bu arada doktorun tavsiyelerini dinledi. Kendisine verilen diyet listesini harfiyen yerine uyması durumunda ‘şişko’ olma durumundan sıyrılacak olan G, yaklaşık 3 gündür diyette.

2 yorum:

Profösör dedi ki...

Allah kolaylık versin. İnanırsan istediğin gibi olursun. İnanırsan mutlu olursun. Biraz yüzün gülsün ki, umutlu olduğunu bilelim.

dersaadet dedi ki...

Sağolasın Profesör, inanıyorum kendime inanıyorum:) Ama sen bir şeyi yanlış anlamışsın, ben asık suratlı bir hatun değilim ki:) Hatta tabir yerindeyse 'ota boka' gülerim:) Sadece 'acılarla' besleniyorum o kadar:)